29 Nisan 2010 Perşembe

Boca ve River Hüsranlarda..

Dünyanın en büyük derbileri listelerinde hep ilk 3’te bulunan bir derbidir Boca Juniors – River Plate derbisi. Arjantin ligi şampiyonluğunda River Plate’in Boca üzerinde bariz bir üstünlüğü olsa da[1] Boca Juniors, Güney ve Orta Amerika’nın Şampiyonlar Ligi olan Copa Libertadores’da, Avrupa Ligi olan Copa Sudamericana’da ve Kıtalararası Kupa’da River Plate’den çok daha başarılı olduğu da bir gerçek. Kendi aralarında oynanan maçlarda ise Boca’nın 120’ye 104’lük bir üstünlüğü var. Superclasico, iki takım arasındaki rekabetin hem politik hem kültürel hem de sportif bir yansıması olsa da şimdilerde bu büyük rekabetin tarafları eskiden elde ettikleri başarıları mumla arar durumdalar.


Özellikle bu sezon iki takım için de tam bir felaket oldu. 2009 Apertura’yı Boca Juniors onbirinci River Plate ise ondördüncü bitirirken Clausura’nın bitmesine 3 hafta kala Boca ligde onaltıncı River ise onyedinci sırada. River bu 16 maçta sadece 10 gol atabildi. Ardı ardına gelen başarısız sonuçlar üzerine Boca bu sezon 3 kez River ise 2 kez teknik direktör değişikliğine gitti.

Son yıllarda Maradona ilse kıyaslanan Messi, Agüero, Di Maria, Higuain, Tevez gibi genç yıldızların yanında Cambiasso, Riquelme, Milito, Lucho Gonzalez, Veron, Aimar, Zanetti, Heinze gibi tecrübeli yıldızlarla 2010 Dünya Kupası’na da iddialı gidecek olan Arjantin’in iki lokomotif kulübü olan Boca ve River’in içinde bulunduğu durum tam bir paradoks. Endüstriyelleşen dünya futbolu artık tamamen İngiltere ve İspanya odaklı olmuşsa da büyük camiaları olan kulüplerin bu süreçte böyle kaybolmaları iç karartıcı. Ekonomik olarak daha ileride olan Avrupa futbolu karşısında Latin Amerika ülkelerinin dayanabilmesi zor olduğu bir gerçek; ancak, kendi liglerindeki egemenliklerini bile koruyamayan bu iki takımın durumundan ders çıkarması gereken Türk takımları olması gerektiğini düşünüyorum.


[1] 28’e 19 gibi önümüzdeki 20-30 yılda dahi kapanamayacak bir fark..