18 Temmuz 2010 Pazar
Şampiyon İspanya!!!
26 Haziran 2010 Cumartesi
Grupların ardından..

12 Haziran 2010 Cumartesi
Kupada ilk günün ardından...

29 Nisan 2010 Perşembe
Boca ve River Hüsranlarda..
Dünyanın en büyük derbileri listelerinde hep ilk 3’te bulunan bir derbidir Boca Juniors – River Plate derbisi. Arjantin ligi şampiyonluğunda River Plate’in Boca üzerinde bariz bir üstünlüğü olsa da[1] Boca Juniors, Güney ve Orta Amerika’nın Şampiyonlar Ligi olan Copa Libertadores’da, Avrupa Ligi olan Copa Sudamericana’da ve Kıtalararası Kupa’da River Plate’den çok daha başarılı olduğu da bir gerçek. Kendi aralarında oynanan maçlarda ise Boca’nın 120’ye 104’lük bir üstünlüğü var. Superclasico, iki takım arasındaki rekabetin hem politik hem kültürel hem de sportif bir yansıması olsa da şimdilerde bu büyük rekabetin tarafları eskiden elde ettikleri başarıları mumla arar durumdalar.
Özellikle bu sezon iki takım için de tam bir felaket oldu. 2009 Apertura’yı Boca Juniors onbirinci River Plate ise ondördüncü bitirirken Clausura’nın bitmesine 3 hafta kala Boca ligde onaltıncı River ise onyedinci sırada. River bu 16 maçta sadece 10 gol atabildi. Ardı ardına gelen başarısız sonuçlar üzerine Boca bu sezon 3 kez River ise 2 kez teknik direktör değişikliğine gitti.
Son yıllarda Maradona ilse kıyaslanan Messi, Agüero, Di Maria, Higuain, Tevez gibi genç yıldızların yanında Cambiasso, Riquelme, Milito, Lucho Gonzalez, Veron, Aimar, Zanetti, Heinze gibi tecrübeli yıldızlarla 2010 Dünya Kupası’na da iddialı gidecek olan Arjantin’in iki lokomotif kulübü olan Boca ve River’in içinde bulunduğu durum tam bir paradoks. Endüstriyelleşen dünya futbolu artık tamamen İngiltere ve İspanya odaklı olmuşsa da büyük camiaları olan kulüplerin bu süreçte böyle kaybolmaları iç karartıcı. Ekonomik olarak daha ileride olan Avrupa futbolu karşısında Latin Amerika ülkelerinin dayanabilmesi zor olduğu bir gerçek; ancak, kendi liglerindeki egemenliklerini bile koruyamayan bu iki takımın durumundan ders çıkarması gereken Türk takımları olması gerektiğini düşünüyorum.
4 Aralık 2009 Cuma
2010 Kuraları Çekildi..
Maradona'nın Arjantin'i ise 3'te 3 yaparak bir üst tura çıkabileceği bir grup çekti. Ne Güney Kore, ne Nijerya, ne de Yunanistan'ın Arjantin'i zorlayabileceğini sanmıyorum. Messi, Agüero, Tevez, Di Maria, Gago, Higuain gibi genç ve geleceğin yıldızlarını yetiştiren Arjantin futbolu bu kolay grupta ve bundan sonraki turlarda rahat maçlar çıkartacak ve bana kalırsa da en az bir yarı-final oynayacaktır.
Güney Amerika elemelerinin flaş takımlarından Paraguay'ın yer aldığı F grubunda işler sanıldığından daha girift. Kolay bir eleme grubundan rahat çıkan İtalya grubun favorisi olarak görünüyor ancak Cannavaro, Pirlo, Camoranesi, Zambrotta, Di Natale, Del Piero, Gattuso'nun bulunduğu kadro adeta bir huzurevini andırıyor. Konfederasyon kupasında da hayal kırıklığı yaratan İtalya'yı, başta Paraguay olmak üzere bence bu dünya kupasının süpriz takımı olcak Slovakya ciddi şekilde zorlayacaklardır. 28 yıl sonra tarihlerinde ikinci kez dünya kupasına katılacak olan Yeni Zelanda ise otoritelerce turnuvanın en zayıf takımı.
Her turnuvanın favorilerinden Brezilya, gençleşen de kadrosuyla Fildişi Sahilleri ve Portekiz'i yenecek güçte. 44 yıl aradan sonra ikinci kez bu kupaya katılacak olan Kuzey Kore her ne kadar, ekonomileri gibi, kapalı kutu olsa da ikincilik için şans bulacağını sanmıyorum. Yine de endüstriyel futbol çağında Kuzey Kore gibi bir ülkenin kupaya renk katacağını düşünüyorum. En ilginç gruplardan biri ise H grubu. İlginç diyorum çünkü benzer futbol stilleri olan İspanya, Honduras ve Şili bu grupta yer alıyor. Kapalı savunma ve anti-futbol anlayışıyla (2006'da gol yemeden turnuvadan elenmişlerdi) İsviçre'yi de hesaba katarsak; ortada geçen, kısır maçlar izleyeceğimizi düşünüyorum. Bahisseverler "alt" seçeneğini sıkça tercih edeceklerdir bu grubun maçlarında.
Diğer gruplara pek değinmiyorum. Kısaca bazı anekdotları tekrarlamam gerekirse:
-Arjantin'i turnuvanın favorisi olarak görüyorum. -Takım oyununu iyi oynayan Slovakya süpriz maçlara imza atacaktır.
-Almanya "yine" çok şanslı bir kura çekti; çeyrek-finale kadar rahat çıkar, yarı-finalde muhtemel bir Arjantin eşleşmesi öngörülebilir. Genç bir kadro oluşturan Joachim Löw, Euro 2008'deki başarısını en az yarı-final ile tekrarlayabilir.
-Konfederasyon kupasında beğendiğim ABD de şanslı kura çekenlerden. Onlar da çeyrek-final görebilirler.
-Önceki turnuvalarda süprizlerine alıştığımız Afrika takımlarından, Fildişi Sahilleri hariç, bu turnuvada önemli başarılar beklemiyorum. Avrupa ve Güney Amerika takımları üst turları domine ederken, Avustralya, Honduras ve Fildişi Sahilleri diğer kıtalardan süpriz arayan takımlar olacaklardır.
-Türkiye?! Oldukça eklektik bir kadromuz var. Bunun sıkıntısını ön elemelerde de yaşadık. Oturmuş kadrosu olmayan takımların bu gibi üst düzey kupalarda başarılı olma ihtimali zaten az. Katılsaydık belki maçları daha büyük bir heyecanla izlerdik fakat başarılı olabileceğimize ihtimal vermezdim.
Açılış maçı olan Güney Afrika - Meksika maçı için şimdiden banko beraberlik diyor, kuponlarınıza tereddüt etmeden yazmanızı öneriyorum :)))
15 Ekim 2009 Perşembe
Honduras 2010'da!!
Dün oynanan maçlar sonunda Kuzey, Orta Amerika ve Karayipler öneleme grubunda Honduras, ABD ve Meksika'nın ardından 3. olarak 2010 Dünya Kupası'na katılmaya hak kazandı. Tarihinde 2. kez bu kupaya katılacak olan Honduras'ı 3. yapan gol ise ABD-Kosta Rika maçının son dakikasında ABD'li Bornstein'den geldi; zira Honduras, El Salvador'u 1-0 ile geçmiş olsa da, Kosta Rika'nın 2010'u garantilemiş olan ABD'den puan veya puanlarla dönmesi Kosta Rika'yı 2010'a taşırken Honduras'ı da play-off maçına yolluyordu. Dün gece Washington DC'de, FC Twente'de forma giyen Bryan Ruiz'in 2 golüyle maçı önde götüren Kosta Rika, ikinci yarıda önce Bradley'nin golüne engel olamazken 90. dakikada da Bornstein'in golüyle yıkıldı. Honduras bu sonuçlarla 2010 biletini alırken Amerika'dan gelecek 8. takımı Kosta Rika ve Uruguay arasındaki play-off mücadelesi belirleyecek.
İspanyol ve Meksika ekolüne yakın bir futbol yapısı olan Honduras'da hepimizin yakından tanıdığı David Suazo'nun yanısıra veteran Carlos Pavon, emektar Amado Guevera gibi takımı taşıyan isimler de yer almakta. Özellikle son yıllarda Wilson Palacios, Hendry Thomas ve Maynor Figueroa'nın Premiere League'e transferleri de Honduras'ta artan futbol kalitesinin bir göstergesi. Gelmiş geçmiş en iyi jenerasyonunu oluşturan Honduras'ta artık tek hedef bir daha yakalanması zor olan bu kadroyla 2010'da en azından çeyrek final oynayabilmek. Bence bunu başaramasa bile Honduras Milli Takımı kupaya renk katan takımlardan biri olacaktır..24 Eylül 2009 Perşembe
203 Mehmet YILDIZ
olan "203 Mehmet YILDIZ" ile bu yanılgıyı sanatsal bir eserle ortaya koyuyor. TFF'ye kayıtlı 203 tane Mehmet Yıldız isimli futbolcu olduğu bilgisine dayanan çalışma hem görsel hem de işitsel bir modern sanat eseri. Görsel kısmında bu 203 Mehmet Yıldız'ın gerçek tiplerinin takım posteri halinde çizilmiş 600x45 cm ebadında bir resmi bulunuyor. İşitsel kısım ise daha ilginç; onda da Eurosport spikerlerinden Dağhan Irak tüm oyuncuları Mehmet Yıldız olan iki takımın, "Yıldızlar Topluluğu" ve "Yıldızlar Karması" maçını 90 dakika anlatıyor, böylece bir yandan 6 metrelik çizime bakarken diğer yandan kulaklıkla bu maçı dinliyorsunuz. Tabii maçın orta hakemi, yardımcı hakemleri ve 4. hakemi bile Mehmet Yıldız.Sanatsal yanıyla ele almak gerekirse Öğüt, bu ilginç çalışmasında farklı toplumlarda sıklıkla rastlanan isimler ve soyisimlerin ortak toplumsal eğilimlerin ve belki Carl Gustav Jung'un da pek çok makalesinde önerdiği üzere ortak bir bilinçaltının göstergesi olup olmayacağı sorunsalını akıllara getiriyor.
Sergi, 30 Eylül tarihine kadar Büyükparmakkapı Sokak'taki Pandora Kitabevi'nin ingilizce kitaplar satan bölümünde izlenebilir & dinlenebilir.