26 Haziran 2010 Cumartesi

Grupların ardından..


Güney Afrika'da grup maçları fenomenleşen vuvuzela sesleriyle sona erdi. Kıta temsilcilerinden sadece Gana adını bir üst tura yazdırırken silik futboluyla Kamerun, iyi oyununa rağmen Fildişi Sahilleri ve Fransa'yı mağlup eden Güney Afrika elenerek taraftarlarını üzdüler.
Kanımca gruplarda en iyi performanslar sırasıyla Arjantin, Uruguay, Brezilya, Hollanda, Almanya ve Portekiz'den geldi.
Arjantin dağınık ve disiplinsiz oyununa rağmen gol yollarındaki etkili silahları sayesinde skora gitmesini bilen bir ekip olduğunu ve takım oyununu daha ciddiye aldığı müsabakalarda mutlak favori olacağını gösterdi.

Uruguay gruptan gol yemeden çıkan iki ekipten biri (diğeri Portekiz), birbirleriyle iyi anlaşan bir savunma hattına sahipler. Forlan ve Suarez ikilisi de rakip savunmaları oldukça zorluyorlar. Eleme grubundan son maçta play-off'a kalarak Afrika'ya gelebilen Uruguay şanslı kurasının da etkisiyle yarı-finalin en kuvvetli adayı.

Tam performansını sergilemediğini düşündüğüm Brezilya ölüm grubundan lider çıkmasını bildi.
Önceki kadroları kadar kaliteli bir kadro olmamasına rağmen Brezilya'nın oynadığı oyunla yarı-finali göreceğini, aksilik olmazsa da finalist olacağını öngörüyorum.

Gruplardan 3'te 3 yaparak çıkan Robben'siz Hollanda da iyi top oynayan, gol yollarında etkili, çok koşan bir takım olarak sivrilenlerden. Portakalların talihsizliği çeyrek-finale çıktıkları takdirde büyük olasılıkla Brezilya ile karşılaşacak olmaları. Olası Hollanda-Brezilya çeyrek final maçını kupanın seyir zevki yüksek maçlarından biri olacağını söyleyebilirim.

Turnuva takımı Almanya istikrarsız bir oyun sergiledi. İlk maçlar sonrasında kupanın en büyük favorisi ilan edilirken sonraki maçlardaki eşikaltı performansı beklentileri azalttı. Yine de görece genç kadrosu ve atak futbol anlayışıyla Almanya kupada göze hoş gelen futbol oynayan takımlardan. İngiltere karşılaşması işin rengini daha net gösterecektir.

Ölüm grubundan gol yemeden çıkan Portekiz, Cristiano Ronaldo'nun beklentileri karşılayamamasına rağmen İspanya önünde çeyrek-final şansı arayacak. Kuzey Kore'yi 7-0 yenerek büyük sükse yaptılar ve Brezilya'ya kök söktürerek ne kadar iddialı olduklarını gösterdiler. Hem savunma hem de forvet hattına çok etkili olabilen oyuncuları var. Ancak finali görebileceklerini sanmıyorum.

Bunlara ek olarak kapalı savunma ve kontra-atak anlayışıyla Paraguay, hırslı ve yaratıcı futboluyla Şili, tecrübeli ve dinamik kadrosuyla Meksika, çok koşan Güney Kore ve atak futboluyla maçtan hiç kopmayan ABD gruplarda ön plana çıkan diğer takımlardı.

Takım oyununu iyi oynayan Slovakya kupa öncesi beklentilerim doğrultusunda sürprizi patlatarak gruptan çıkmasını bildi. Yeni Zelanda 3 maçta 3 beraberlik alarak, hiç yenilmeden, grubu İtalya'nın üstünde bitirerek elenmesine rağmen kupanın en büyük sürprizlerinden biriydi.
Fransa ve son şampiyon İtalya'nın galibiyet bile alamadan gruplarında sonuncu olarak elenmeleri başta herkesi şaşırtsa da kadro seçimi ve oynanan futbol açısından bakıldığında çok da yadırganmamalı, iki ülkeyi de ciddi revizyonlar bekliyor. Rusya'yı eleyerek gelen Slovenya kupanın en sıkıcı takımlarındandı, 3 maçı da birbirinden kötü geçti ve az kalsın gruptan da çıkacaklardı. İngiltere ise her kupaya favori başlayıp hayal kırıklığı yaratan bir takım zira gruptan çıkmış olsa da sevenlerini tatmin etmedi, Almanya maçı kader maçları olacak.

Genç oyunculardan Giovani Dos Santos ve Van der Wiel dikkat çektiler. Brezilya'lı Elano resmen takımını taşıyan adamdı. Medel, Higuain, Messi, Pique, Carvalho, Pereira'lar, Kuyt, Mesut Özil, Pantsil, Rafa Marquez grup maçlarında beğendiğim oyunculardı.

Cezayir-Slovenya, Japonya - Kamerun, Yeni Zelanda - Slovakya, Fildişi Sahilleri - Portekiz, Uruguay - Fransa gruplarda en çok sıkıldığım maçlar iken Almanya -Avustralya, Honduras - Şili, Slovakya - İtalya, Arjantin - Güney Kore, Güney Afrika - Meksika, Kamerun -Danimarka ve İspanya - İsviçre maçları grupların en keyifli ve heyecanlı maçlarıydı bence
.

0 yorum:

Yorum Gönder